Neden dünya bir bok çukuru? Neden adaletsizliklerin, eşitliksizliklerin hüküm sürdüğü boktan bir yerde boktan bir hayat yaşıyoruz? Tüm bunların cevabı düzen, medeniyet ve onların değer yargılarında gizli. İşte bu yüzden düzene, medeniyete, değer yargılarına düşmanız. İşte bu yüzden bu kirli dünyadan iğreniyoruz. Ve insanların cahilliği bizi karamsarlığa itiyor.Düzen, medeniyet, değer yargıları yıkılmalı ancak bu bile çözüm olmayacak çünkü doğanın güce dayalı kahpe kanunları onların yanında. İşte tam da bu yüzden çözüm denilen şey imkansız ve çözüm diye bir şey varsa o da YIKIM ile tüm bu saçmalıklara son vermektir. Ya da sadece durup insanların hırslarıyla dünyayı nasıl yokettiğini izlemektir.
Düzenin gerçeklerin üstünü örtme yollarından biri de basitleştirmektir. Dünya üzerinde dönen her türlü büyük ve kirli oyunlarını halkın aydınlanmasını önlemek için olabilecek en basit şekilde insanlara sunarlar. Onlara göre yeryüzündeki her adaletsizlik, her olay basittir, olağandır, bir çoğu da tesadüftür. Ama aydınlanmış insanlar dünya denilen bok çukurunda dönen her oyunu iyi bilirler.
Hayat ve hatta evrene dair her şey sebep sonuç ilişkileri üzerine kuruludur ve tesadüf diye bir şey yoktur. Tesadüf, düzenin sahipleri tarafından onların yalanlarını, çevirdikleri oyunları örtmek için kullanılan bir palavradır. Bir diğeri de her şeyi "olağan" olarak göstermektir. Bir insan haksız yere ölür ise bu onlara göre ya tesadüftür ya da zaten olağan bir şeydir ki insanlar haklarını aramasın.
Adalet gökten inmez, beklemeyle gelmez. Eğer adalet isteniyorsa bunun için savaşılmalıdır. Hem de adaletsizliklerin kaynağı olan alçaklar kadar cesur olarak. Belki de her insan kendi hakkını ölümüne savunursa dünyadaki tüm adaletsizlikler son bulur. Ama insanlık bana bu konuda hiç ümit vermiyor. Onlar çoktan yenilgiyi kabullenmiş, öte dünya masallarına kendini bırakmış bile.
Ne gariptir ki ahlaktan, saygıdan, terbiyeden bahseden ve bunları yüce değerler olarak gösteren insanlık bu tanıma uyan "efendi" insanların bu zaaflarını kullanmaktan, onları ezik ilan etmekten çekinmez. Tüm bunların yalnızca güç sahipleri tarafından kullanılan zaaflar olduğunu kanıtlayarak kendi yalanlarını ortaya çıkarırlar.
Gerçeklere engel olmayıp üstünü yalanla örtmeye çalışmak acizliktir. Bir de olmayan yaşamları anlatanlar vardır ki onlar dünyada umduğunu bulamayan ancak dünyadan umudunu kesmeyip kendini tatmin etmeye çalışanlardır. Aydınlanmak istemezler ve başarısız ve basit düzen adamları olmaya devam ederler. Aydınlanmış bir kimse ise gerçekleri bilen ve yalan söylemeye ihtiyaç duymayandır.
Mutluluk ile cahillik doğru orantılıdır. Bilgi arttıkça mutluluk da aynı oranda düşer. Kimileri cahil ve mutludur, hayatını yaşar. Kimileri ise düşünür, sorgular, öğrenir, aydınlanır ama mutluluk onlara çok uzaktır. İkisi arasında bir tercih yapılacaksa, cahil ama mutlu olmaktansa bilgili ama mutsuz ancak dünyaya iz bırakan biri olmayı tercih ederim.
Bu düzenin değer yargıları tabii ki de bizim değer yargılarımız olamaz. Değersizlik, elbetteki bizim asıl düşüncemizdir. Çünkü tüm bu değer yargıları, güçlü sınıfın çıkarlarına hizmet eden ikiyüzlü uydurmalardır. Ayrıca bu bozuk düzenin temellerinin yarattığı değer yargılarıdır. Ve en önemlisi bu değer yargılarının yarattığı bu sahte medeniyet de bizim düşmanımızdır. Değer yargılarının yokolması kadar medeniyetin ve en başta düzenin de yıkılması bir o kadar önemlidir.
Kavga aciz ve cahil insanların işidir. Onların hayatlarına kattıkları anlamdır. Güç istenci neticesinde, düzenin diğer büyük güçlerinden birine sahip olamayan alt kesim insanların kendini tatmin etme yöntemidir. Dünya üzerindeki hiçbir düşünce kavga edecek kadar değerli değildir.
Çaresizlik ne büyük acıdır. Çözüm bulamamak, ölememek, hiçbir şey yapamadan öylece kalmak. Tüm bunlardan en acısı da bunların getirdiği ruhsal acıdır. Çaresizlik, diğer tüm acılar kadar insan için büyük bir acıdır.
Erkekler güç peşinde koşar kadınlar ise güçlü erkeğin peşinde. Kısacası tüm insanlık, doğa kanunlarının dayatmasıyla daima güç peşinde koşar. Para gücü, güzellik, bilek gücü ve daha nice düzen değerlerinin gücü peşinde koşan asalak insanlıktan iğreniyorum.
Murat UZ