Bedeni işkenceyle ruhu gerçeklerle yıkmalı, yalnızca bir hiç olmalı. Ancak o zaman özgürlüğün ve yaşamın ne demek olduğunu öğrenebiliriz.
Bırakın gösterişli ama sahte dünyanın sahte insanları mükemmel olmaya çalışsın. Bizler birer hiç olarak özgürlüğü ve gerçek yaşamı tadalım.
Namussuzlar kadar cesur olunması gereken bir dünyada korkularından namussuzlaşan aciz insanlardan iğreniyorum.
Bir gün insanlığın yarattığı ve kölesi olduğu bu medeniyet, bu gösterişli ama sahte, değersiz ve anlamsız dünya yıkılacak. Ve bunu biz değil bizzat gözünü dünya ve güç hırsı bürümüş aptal insanlar gerçekleştirecek. Kendi yarattığı medeniyeti hırsları uğruna yok edecek.
Zenginden çalınıp fakire dağıtılan her şey adalet yolunda bir adımdır. Sömürenlere atılan bir tokattır. Düzen sana bel altından vuruyorsa sen de düzene bel altından vuracaksın. Bir gün bankaların kasaların içindeki paralarla beraber kül olacağını, sokakta evsizler yaşarken villalarda oturanların gösterişli ama içi boş saraylarının birer birer yıkılacağını biliyorum.
Bir anarko nihilist, bir hiç yıkım için gereken her şeye sahiptir. Özgürlük, cesaret, kaybedecek hiçbir şeyinin olmaması, dünyadan nefret etmek, öfke, hiçlik. Savaşmak için hiçbir engeli yoktur onun. O halde yıkım!
Ya aktif nihilist olur mutlululuğun barınmadığı, her şeyin sahte olduğu kirli dünyaya haddini bildirirsiniz ya da pasif bir nihilist olarak çürür gidersiniz.
Adalet için gökten yardım beklemek ahmaklıktır. Adalet için namussuzlar kadar cesur olmak ve savaşmak gerek. Kahpe doğa daima güçlünün yanında. Medeniyet bir avuç dünya sevdalısı güç sahibi soysuzun yanında. Bu yüzden, gösterişli dünyanın altında yatan adaletsizliğe, sömürüye isim olan medeniyete ve insanlığı kirleten her şeye karşı, yıkım yıkım yıkım!
Doğaya baktığımda her şeyin üstünde yalnızca doğanın ve onun kanunlarının gücünü görüyorum.
İnsanlar varoluşundan beri tanrıya ulaşmaya çalıştılar. Onun adına kitaplar yazdılar, farklı ibadetler yarattılar ve farklı yollarla tanrıyı aradılar. Ama şu zamana kadar ona ulaşan kimse olmadı. Doğa ise hep son sözü söyleyen ve her şeyi belirleyen oldu. Her şeyin üstündeki tek güç oldu. Tanrı ise yeryüzünde hiç var olmadı. Bu yüzden tanrı, insanlar için bir ölüdür.
Hayat küçük mutluluklar ve büyük acılar silsilesidir. Zorluklar, kayıplar, daima mücadele sonunda ele geçen ise bir hiç. O halde hayat anlamsızlıklar bütünüdür, bir hiçtir.
Kendinden istenildiği gibi, bütün gün çalış, para, mal mülk peşinde koş, evlen, çocuk yap ve hayatını düzenin devam etmesi uğruna heba et. Sonunda sahip olduklarının esiri ol, yıpran ve yorgun düş. İşte bu yüzden dünya ve mutluluk birbirine uzak iki kavramdır ve gerçekten özgür olmak için, yaşamak için yalnızca bir hiç olunmalıdır.
Dibe vurmak bir hafta sonu tatili değildir. Kaybedecek hiçbir şeyin, hiçbir korkun hiçbir umudun ve amacın kalmayana kadar dibe vurmaya çalışan bir insansın. Dibe vurduğunda ise tamamen özgür ve korkusuzsun. Dipte hayat sanıldığı kadar güzel değildir, ancak dünya hayatında kötünün en iyisidir. Bedeni işkenceyle ruhu gerçeklerle yıkmalı, yalnızca bir hiç olmalı.
Kendini yıkmak, dibe vurmak, hiçlik ve özgürlük. İşte tüm soruların cevabı. İşte gerçek yaşam.
Ölüm, her şeyin bir hiç olduğunu gösterip her canlıyı bir gün aydınlatan bir ışıktır.
Dinler ister tanrı sözü olsun ister uydurma olsun, din zararlı tanrı yararsız cennet ise nihiliste hitap etmeyen bir yerdir.
Yaşamı sevmeme ramak kalmıştı...
Ne efendi ne piç. Ben hiçim hiç.
Murat UZ