Nihilizm, umduğun güzellikle bulduğun rezaletin yarattığı bir tepkidir. Anarko nihilizm, oluşan tepkinin en acımasızca dışa vurumudur. Kişiyi bu dışavuruma iten ise bireysel öfkesidir.
Bir nihilist sevemez, sevgiye değer vermez düşüncesi yanlıştır. Bir nihilist de sever ve eğer severse onun için sevgiden başka bir değer yoktur. Nihilizmin tepkisi insanlığa ve insanlığı kirleten medeniyet, doğa kanunları ve düzenedir.
Öfke tüm korkularınızı bitirir, size korkusuzca sorgulamanın yolunu açar ve eğer doğru yöne yönlendirebilirseniz -evet tek yapmanız gereken bu- öfke sizin için bir nimettir.
İyilik, vicdan, ahlak, namus, zart, zurt. Tüm bunlar başkalarının kullandığı zaaflardır. Gerçek olan şu ki, doğanın vicdanı yoktur. Ve tabii ki de gözünü dünya hırsı bürümüş insanlığın...
Dadaca, konuştuğumuz cümledeki iki kelimenin ilk harflerinin yerlerinin değiştirmesiyle oluşur. egg. Bahlet Devçeli.
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür. Ancak her şeyimizi kaybettikten sonra özgür kalabiliriz ve hayatlarımız için bir şeyler yapabiliriz.
Medeniyeti yıkmak, dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek. Evet olması gereken bu. Ancak kim için? İnsanlık için. Bunlar kimin umrunda. Nihilist insan için tek gerçek kendisidir. Mücadele onun için anlamsız ve gereksizdir. Ve eğer bir nihilist mücadele ediyorsa, bireysel öfkesi için mücadele eder. Kendine karşı olan her şeyi, medeniyeti, düzeni yıkmak ister ve bu yıkımın sınırlarını da yine kendisi belirler.
Nihilist insanın tek gerçeği kendisidir. Kendisi de onu o yapan her şeydir. Sevdiği insanlardır, gerçek olmayacağını bildiği hayalleridir, nihilist düşünceleridir... Kendi parçası olan her şey onun için önemlidir. Onu o yapan şeyler dışındaki her şey ise onun düşmanıdır.
Bir nihilist niçin öfke duyar? Evet bir nihilist dünyadan medet ummaz ve dünya onun için bir hiçtir ancak bu onun güzel bir dünya isteği olmadığı anlamına gelmez. Ve elbette bunun gerçek olmayacağını bilir. Onun öfkesi, her şeyin kendisine karşı olduğu kirli ve değersiz bir dünyada yaşamaktır.
İnanç gerçeği bilmek istemeyenlerin inandıkları şeylerdir. Bir nihilist daima şüphecidir ve doğru olarak sunulan hiçbir şey onun için doğru değildir. Onun için tek gerçek bir hiç olan kendisi ve yine onun parçası olan ve onu mutlak hiçliğe ulaştıracak olan ölümüdür.
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Dünyaya dair umut beslemek, amaç edinmek insana yalnızca işkence çektirir.
İnsanlık için güzel bir gelecek yoktur ve asla da olmayacaktır. İnsanın hırsları daima doğadaki güçlü olma hırsıyla beslenecek ve bir gün insanlık kendi kurduğu medeniyeti ve içinde yaşadığı doğayı yok edecektir. Bu açıdan, anarko nihilizmin zaferi mutlaktır. Ancak yıkım daha güzel bir dünya getirmeyecektir, yıkımın tek getirisi işkenceyi bitirmek olacaktır.
Öyleyse yapmamız gereken nedir? Sahip olduklarına köle olan, birbirini ve doğayı yok eden insanlığı kaderine terk edip kabuğuna çekilmek yani kendini çürümeye terketmek mi? Hayır, bir nihilistin yapması gereken bireysel öfkesi adına insanlığı kirleten medeniyeti ve kendisine karşı olan her şeyi yıkmaktır.
Aslında insanlığın tek suçu var o da güçlü olmaya dayalı doğa kanunlarına ve düzene kendini kaptırmaktır. Doğa ve onu yaratan tanrı bu yıkımı bizzat kendisi istedi. Ve bu yüzden de doğa yok ediliyor ve tanrı öldü, o artık kimsenin umrunda değil. Ve görüyoruz ki aslında hiçbir şeye gücü yetmeyen, yarattıklarına hakim olamayan aciz bir tanrı var.
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Dadaca, konuştuğumuz cümledeki iki kelimenin ilk harflerinin yerlerinin değiştirmesiyle oluşur. egg. Bahlet Devçeli.
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür. Ancak her şeyimizi kaybettikten sonra özgür kalabiliriz ve hayatlarımız için bir şeyler yapabiliriz.
Medeniyeti yıkmak, dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek. Evet olması gereken bu. Ancak kim için? İnsanlık için. Bunlar kimin umrunda. Nihilist insan için tek gerçek kendisidir. Mücadele onun için anlamsız ve gereksizdir. Ve eğer bir nihilist mücadele ediyorsa, bireysel öfkesi için mücadele eder. Kendine karşı olan her şeyi, medeniyeti, düzeni yıkmak ister ve bu yıkımın sınırlarını da yine kendisi belirler.
Nihilist insanın tek gerçeği kendisidir. Kendisi de onu o yapan her şeydir. Sevdiği insanlardır, gerçek olmayacağını bildiği hayalleridir, nihilist düşünceleridir... Kendi parçası olan her şey onun için önemlidir. Onu o yapan şeyler dışındaki her şey ise onun düşmanıdır.
Bir nihilist niçin öfke duyar? Evet bir nihilist dünyadan medet ummaz ve dünya onun için bir hiçtir ancak bu onun güzel bir dünya isteği olmadığı anlamına gelmez. Ve elbette bunun gerçek olmayacağını bilir. Onun öfkesi, her şeyin kendisine karşı olduğu kirli ve değersiz bir dünyada yaşamaktır.
İnanç gerçeği bilmek istemeyenlerin inandıkları şeylerdir. Bir nihilist daima şüphecidir ve doğru olarak sunulan hiçbir şey onun için doğru değildir. Onun için tek gerçek bir hiç olan kendisi ve yine onun parçası olan ve onu mutlak hiçliğe ulaştıracak olan ölümüdür.
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Dünyaya dair umut beslemek, amaç edinmek insana yalnızca işkence çektirir.
İnsanlık için güzel bir gelecek yoktur ve asla da olmayacaktır. İnsanın hırsları daima doğadaki güçlü olma hırsıyla beslenecek ve bir gün insanlık kendi kurduğu medeniyeti ve içinde yaşadığı doğayı yok edecektir. Bu açıdan, anarko nihilizmin zaferi mutlaktır. Ancak yıkım daha güzel bir dünya getirmeyecektir, yıkımın tek getirisi işkenceyi bitirmek olacaktır.
Öyleyse yapmamız gereken nedir? Sahip olduklarına köle olan, birbirini ve doğayı yok eden insanlığı kaderine terk edip kabuğuna çekilmek yani kendini çürümeye terketmek mi? Hayır, bir nihilistin yapması gereken bireysel öfkesi adına insanlığı kirleten medeniyeti ve kendisine karşı olan her şeyi yıkmaktır.
Aslında insanlığın tek suçu var o da güçlü olmaya dayalı doğa kanunlarına ve düzene kendini kaptırmaktır. Doğa ve onu yaratan tanrı bu yıkımı bizzat kendisi istedi. Ve bu yüzden de doğa yok ediliyor ve tanrı öldü, o artık kimsenin umrunda değil. Ve görüyoruz ki aslında hiçbir şeye gücü yetmeyen, yarattıklarına hakim olamayan aciz bir tanrı var.
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Medeniyeti yıkmak, dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek. Evet olması gereken bu. Ancak kim için? İnsanlık için. Bunlar kimin umrunda. Nihilist insan için tek gerçek kendisidir. Mücadele onun için anlamsız ve gereksizdir. Ve eğer bir nihilist mücadele ediyorsa, bireysel öfkesi için mücadele eder. Kendine karşı olan her şeyi, medeniyeti, düzeni yıkmak ister ve bu yıkımın sınırlarını da yine kendisi belirler.
Nihilist insanın tek gerçeği kendisidir. Kendisi de onu o yapan her şeydir. Sevdiği insanlardır, gerçek olmayacağını bildiği hayalleridir, nihilist düşünceleridir... Kendi parçası olan her şey onun için önemlidir. Onu o yapan şeyler dışındaki her şey ise onun düşmanıdır.
Bir nihilist niçin öfke duyar? Evet bir nihilist dünyadan medet ummaz ve dünya onun için bir hiçtir ancak bu onun güzel bir dünya isteği olmadığı anlamına gelmez. Ve elbette bunun gerçek olmayacağını bilir. Onun öfkesi, her şeyin kendisine karşı olduğu kirli ve değersiz bir dünyada yaşamaktır.
İnanç gerçeği bilmek istemeyenlerin inandıkları şeylerdir. Bir nihilist daima şüphecidir ve doğru olarak sunulan hiçbir şey onun için doğru değildir. Onun için tek gerçek bir hiç olan kendisi ve yine onun parçası olan ve onu mutlak hiçliğe ulaştıracak olan ölümüdür.
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Dünyaya dair umut beslemek, amaç edinmek insana yalnızca işkence çektirir.
İnsanlık için güzel bir gelecek yoktur ve asla da olmayacaktır. İnsanın hırsları daima doğadaki güçlü olma hırsıyla beslenecek ve bir gün insanlık kendi kurduğu medeniyeti ve içinde yaşadığı doğayı yok edecektir. Bu açıdan, anarko nihilizmin zaferi mutlaktır. Ancak yıkım daha güzel bir dünya getirmeyecektir, yıkımın tek getirisi işkenceyi bitirmek olacaktır.
Öyleyse yapmamız gereken nedir? Sahip olduklarına köle olan, birbirini ve doğayı yok eden insanlığı kaderine terk edip kabuğuna çekilmek yani kendini çürümeye terketmek mi? Hayır, bir nihilistin yapması gereken bireysel öfkesi adına insanlığı kirleten medeniyeti ve kendisine karşı olan her şeyi yıkmaktır.
Aslında insanlığın tek suçu var o da güçlü olmaya dayalı doğa kanunlarına ve düzene kendini kaptırmaktır. Doğa ve onu yaratan tanrı bu yıkımı bizzat kendisi istedi. Ve bu yüzden de doğa yok ediliyor ve tanrı öldü, o artık kimsenin umrunda değil. Ve görüyoruz ki aslında hiçbir şeye gücü yetmeyen, yarattıklarına hakim olamayan aciz bir tanrı var.
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır. Dünyaya dair umut beslemek, amaç edinmek insana yalnızca işkence çektirir.
İnsanlık için güzel bir gelecek yoktur ve asla da olmayacaktır. İnsanın hırsları daima doğadaki güçlü olma hırsıyla beslenecek ve bir gün insanlık kendi kurduğu medeniyeti ve içinde yaşadığı doğayı yok edecektir. Bu açıdan, anarko nihilizmin zaferi mutlaktır. Ancak yıkım daha güzel bir dünya getirmeyecektir, yıkımın tek getirisi işkenceyi bitirmek olacaktır.
Öyleyse yapmamız gereken nedir? Sahip olduklarına köle olan, birbirini ve doğayı yok eden insanlığı kaderine terk edip kabuğuna çekilmek yani kendini çürümeye terketmek mi? Hayır, bir nihilistin yapması gereken bireysel öfkesi adına insanlığı kirleten medeniyeti ve kendisine karşı olan her şeyi yıkmaktır.
Aslında insanlığın tek suçu var o da güçlü olmaya dayalı doğa kanunlarına ve düzene kendini kaptırmaktır. Doğa ve onu yaratan tanrı bu yıkımı bizzat kendisi istedi. Ve bu yüzden de doğa yok ediliyor ve tanrı öldü, o artık kimsenin umrunda değil. Ve görüyoruz ki aslında hiçbir şeye gücü yetmeyen, yarattıklarına hakim olamayan aciz bir tanrı var.
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Öyleyse yapmamız gereken nedir? Sahip olduklarına köle olan, birbirini ve doğayı yok eden insanlığı kaderine terk edip kabuğuna çekilmek yani kendini çürümeye terketmek mi? Hayır, bir nihilistin yapması gereken bireysel öfkesi adına insanlığı kirleten medeniyeti ve kendisine karşı olan her şeyi yıkmaktır.
Aslında insanlığın tek suçu var o da güçlü olmaya dayalı doğa kanunlarına ve düzene kendini kaptırmaktır. Doğa ve onu yaratan tanrı bu yıkımı bizzat kendisi istedi. Ve bu yüzden de doğa yok ediliyor ve tanrı öldü, o artık kimsenin umrunda değil. Ve görüyoruz ki aslında hiçbir şeye gücü yetmeyen, yarattıklarına hakim olamayan aciz bir tanrı var.
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Kötüleri güce iyileri hiçliğe mahkum eder doğa. Peki neden güçlü olmak için kötü olmuyoruz? Doğa kanunlarına ayak uydurmuyoruz? Kahpe dünyanın kahpe kurallarına göre oynayan da bizzat kahpedir. Ve ölüm, her insanı aydınlatan, her şeyin hiç olduğunu gösteren yegane şey. Ölüm bir hiç için hiçbir şey, dünya saltanatı olan içinse yaşarken bile ölüm korkusuyla onun özgürlüğünü elinden alan dehşet verici bir son.
Herkes doğanın verdiği rolü oynar. O yüzden bırakın evrilelim, her şey olacağı yere düşsün. Mükemmel olamayacağını bile bile mükemmel olmaya çalışmak anlamsızdır.
Düzene ayak uyduramıyorsan değiştir, düzen sana uysun.
Geçim derdinden başka sıkıntın varsa insanlar bunu önemsemez. Ne derdin var ki, çocuk mu bakıyorsun geçim derdin mi var? derler. Onlara göre her şey para olduğu için, insanın paradan başka bir derdi olamaz.
Dünyadan vazgeçemeyen biri için hiçlik kadar büyük işkence, dünyadan vazgeçebilen biri için hiçlik kadar büyük bir nimet yoktur.
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Huzur ve dünya birbirine ne kadar uzaksa huzur ve hiçlik de o kadar uzaktır. Huzur arıyorsanız, nihilizmden uzak durun. Zaten huzur bulamayacağınızı siz de biliyorsunuz. Huzur diye bir şey yoktur ancak nihilizm bir "HİÇ" olarak "HER ŞEYE" rağmen yaşamayı ve savaşmayı bilmektir. İsyan ve öfke HİÇ'in güç kaynağıdır.
Bu "HİÇ" ve "HER ŞEY"in savaşı ve ne hiç her şeyi yokedebilecek ne de her şey hiçi. Ancak hiç asla zarar görmeyecek, kural, vicdan tanımadan, kaybedecek bir şeyi olmadan saldıracak ve her şey bir gün herkesin nefreti haline gelecek, herkesin gözünde hiçleşecek.
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Gün gelecek medeniyet yıkılacak, her şey çökecek, ilkel dünyaya geri döneceğiz. Sevgiden başka her şeyin bir hiç olduğu o temiz dünyaya. Gün gelecek anarko nihilizm zafere ulaşacak. Ve bunu biz değil, bizzat normal insanlar gerçekleştirecek.
Doğa kanunlarının ve düzenin insanlığa, insanlığın birbirine karşı olduğu bir dünya nasıl anlamlı olabilir ki?
Düşünüyorum da bir hiç ne için yaşar? Ben niye yaşıyorum ki? Bir hiç sevemez mi? Evet seviyorum, hem de hiçliğine kadar. Sensiz doğan güneşin ışığını sikeyim, sensiz dönen dünyanın yörüngesini sikeyim. Sen de olmasan ne gereği var lan nefes almanın?
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Her şeyden nefret edemezsiniz, eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız bilin ki sizi böyle düşündüren değer verdiğiniz bir şeyler vardır.
Bazıları düşünmeden, sorgulamadan yüzeysel bir yaşam sürerler ve hayat yaşadıklarını sanarlar. Bazıları ise düşünürler, sorgularlar, gerçekleri bilirler ama mutlu olamazlar. İşte gerçek hayatı yaşayanlar onlardır.
İnsanlar doğayı sevdiklerini iddia ederler. Eğer gerçekten doğayı sevseler yazın sıcaktan kışın soğuktan ve yağıştan şikayet etmez, kendilerini binalara hapsederek doğadan soyutlanmazlardı.
Bu medeniyet yıkılacak, insanlık yok olacak. Bunu siz başaracaksınız.
Bana tap, her şeye amenna de cennete gideceksin, bu senin için. Eğer bana tapmazsan istersen dünyanın en iyi insanı ol, cehenneme gideceksin. Ve ben seni seviyorum, ama bana tapmazsan seni ateşli kazığa oturtacağım. Bencillik, kendini beğenmişlik. Acaba bu tanrının insandan ne farkı vardır?
Özgürlük bir hiçin hazinesidir. Kaybedecek şeyleri olan insanların kendilerini engelleyen kaygıları vardır. Sahip oldukları sonunda ona sahip olmuştur. Ancak bir hiç, sonuçlarını düşünmeden istediği her şeyi yapabilir. Çünkü onun ne dünyaya dair umudu ne bir beklentisi ne de kaybecek bir şeyi vardır ve dünya yaşamını sevmez. İşte gerçek yaşam budur ve bu yüzden tüm umudunu kaybetmek özgürlüktür.
Hiçlik ve ölüm 2 bilinmeyenli hayat denkleminin bilinmeyen terimleridir.
Senden istenileni yapmak mesele değil. Mesele istenilmeyeni, yadırganılanı yapmak.
Yaşamı sevmek yaşamak değildir. Asıl yaşam, yaşamı sevmeyip yaşamayı bilenlerindir.
Ben hiçe inanıyorum yani kendime. Hem tanrıyım hem de yaratılan. Hem her şeyim hem de bir hiçim.
Bir bencil ile bireyci bir nihilisti ayıran şey, egolar ve hırstır. Bir nihilist dünyevi bir amaç gütmez, istese bile mücadele etmez ve gerçek olmayacağını bilir. Ve en önemlisi, bir nihilist hiçliğin bilincindedir bir bencil ise küçük dağları yarattığını sanandır.
Yaşarken hiçliği benimsemek elbet zor bir iştir ancak daha da zor olan ölüm kapıya dayandığında da hiç olup ölümü sahiplenebilecek kararlılığı göstermektir.
Hiçbirimiz farklı ve özel değiliz aslında, ikimiz arasındaki fark, sen piçliği doğru kabul ediyorsun ben hiçliği. Senin dünyaya dair umutların, amaçların, inançların, seni yoldan çıkaran hırsların var. Ben ise sadece hiçim.
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!
Ben bir hiçim, yasalarınızı, var olan tüm kurallarınızı, düzeninizi, otoritelerinizi, ahlakınızı, tanrınızı, iyilik ve vicdan masallarınızı tanımıyorum. Bu kirli dünyanızdan iğreniyorum, güzel olan, çirkin olan her şeyi yok etmek istiyorum. Dünyanıza dair hiçbir umut beslemiyorum, sadece ve sadece bu kirli dünyayı, tüm bu saçmalıklarınızı yıkmak için yaşıyorum.
Ben bir hiçim. Dünyaya dair ne bir umudum ne de gerçekleşecek bir hayalim var. Yaşamı sevmiyorum. Bu kirli dünya, bir hiç için fazlasıyla iğrenç bir yer. Gökyüzünde beni gözetleyen ve seven bir tanrım da yok. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, korkmam için hiçbir sebep yok ve öfkeliyim. O halde, insanlığı kirleten medeniyeti, gücümün yettiği güzel çirkin her şeyi yıkacağım ve yok edeceğim.
Hiçliğe giden yol ağır ve sancılıdır. Gerçeklerle yüzleşince damla damla yıkılırsınız. Sonucunda ise aydınlanmış, yüzeysel yaşayan aptal koyun sürüsünden ayrılmış, mutsuz ama özgür ve korkusuz bir hiç haline gelirsiniz.
Murat UZ
Bunalım, karamsarlık, acı, hiçlik, isyan, öfke. Elinden gelen en büyük yıkımı gerçekleştirmek ve ölerek mutlak hiçliğe ulaşmak. İşte anarko nihilizm.
Nihilizm benliğinden vazgeçmek değil özüne dönmektir. Sadece seni sen yapan şeylerin savunucusu olmaktır.
İster tanrı olsun ister sanrı ikisi de hiçin düşmanıdır.
Hiçin bir değeri yoktur ancak kaybedecek bir şeyi de yoktur. Bir hiçle mücadele ediyorsanız ona zarar veremezsiniz ancak o sizi kendi hiçliğine çeker ve yok eder.
Var ile yok arasındaki çizgi düşünemeyeceğiniz kadar incedir. Bir varsın bir saniye sonra yoksun.
- Sen bir hiçsin.
- Teveccühünüz.
Kendi aralarında bütünlük sağlayamayan, birbirlerine faşist, oportünist, revizyonist, ulusalcı diyen daha birbirlerine düşman olan devrimci güruhtan devrim beklemeyin. Zaten bu ülkenin insanlarının aydınlanmaya niyeti yok. Yaşasın anarko nihilist yıkım!